Spor | Konular | Kitaplar

AKTİF YAŞAMIN SAGLIĞIMIZA ETKİLERİ

Yaşamın kuralı olarak doğduğumuz andan itibaren ölüme doğru yaşlanırken, organizmamızdaki değişiklikler nedeniyle gücümüz, dayanıklılığımız ve yaşam kalitesi ile ilgili daha birçok özelliğimiz gerilemeye eğilim göstermektedir. Genç yaşlarda hastalıklara karşı dirençliyizdir, otobüse yetişmek için koşabiliriz, asansörü beklemek yerine merdivenlerden çıkmayı yeğleyebiliriz. Sonraları ise otobüsü ya da asansörü beklemek daha kolayımıza gelir. Değişik ülkelerde ayrı adlar alan fiziksel güç uyumu (kondisyon, fiziksel uygunluk) organizmanın tüm sistemleriyle günlük yaşamamızdaki işlerimiz için hazırlıklı olması anlamına gelmektedir. Şöyle ki, postacılar kilometrelerce yürüyebilir, hamallar kilolarca yük kaldırabilir, sporcular ise saatlerce antrenman yapacak gücü kendilerinde bulabilirler. Temel olarak kuvvet, dayanıklılık, sürat, esneklik, beceri gibi özelliklerin tümü fiziksel güç uyumumuzu oluşturmaktadır.

İnsanoğlu yüzyıllar önce kendi bedenini kullanarak iş görürken, şimdilerde teknolojinin kendisine sunduğu olanaklarla hareketliliğini yitirmiştir. Bugün birçok ülkede hareketliliği tekrar kazanmak bir devlet politikası olmuştur. çünkü, egzersizlerle sağlığı korumanın mümkün olduğu bilimsel bir gerçektir. Tıbbi yöntemlerle (ilaç tedavisi, cerrahi vb.) alınan sonuçlar, bu işler için harcanan paralarla karşılaştırıldığında hiç de yüz güldürücü değildir. Oysa her gün egzersizlere ayrılacak 10-15 dakika ile sağlık giderlerinde milyonlarca liralık harcamaların önlenmesi mümkündür.

Bütün olumsuz koşullardan kurtulmak, organizmayı zinde ve sağlıklı kılmak için spor yapma gereksinim bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim ansiklopedik anlamından ayrı olarak günümüzde spor,daha geniş kapsamlı bir tanımıyla, “kişinin sağlık durumunu geliştiren ve gelişmiş sağlık durumunu devam ettiren hareketler” şeklinde ifade edilmektedir. Görüldüğü gibi sporda artık yarışma amacının dışında sağlığını koruma düşüncesi yer almakta ve insanlar bu düşünceyle spor yapmaya davet edilmektedir. Bu davet özellikle gelişmiş ülkelerde yerini bulmakta ve geniş insan kitleleri çok değişik sportif etkinliklerde bulunmaktadır. Yaşam boyu spor, sağlıklı yaşam için spor, rekreatif sporlar fitness (fiziksel uygunluk) aerobik, jogging vb. gibi sloganlar ve çeşitli spor klüplerinin faaliyetleriyle spor yapan insanların sayısının artırılmasına çalışılmaktadır.





Tablo 1.2 Sağlık açısından antrenmanın ve fiziksel aktivitenin etkisi.



Biyolojik Sistem
Fonksiyonlar
Etki Derecesi
Hastalıkların Etkisi
Etki Derecesi

1-Kardiyovasküler
VO2 max­

Toplam kan hacmi­
+++

+++

+++
Atherosclerosis

Kronik Kalp hastalığı

Hacmi

Kan basıncı
+

+++

+

2-Kanın Dolaşım Kapasitesi
Toplam akciğer

Kapasitesi, küçük­
+++
Kronik akciğer hastalıklar
?

3-İskelet Kası
Maksimum güç tüketim­

Gücün kapasitesi­

Kas kütlesinin düzenli­
+++

+++

+
Sinir sistemi deformesi
?

4-Konnektif Doku
Kuvvet­

Metabolik aktivite­
++

++
Osteoarthrisis

Osteoporosis

Sırt ağrıları
?

++

+

5-Yumuşak Doku
Kas kütlesi¯

Yumuşak doku¯
+++

+++
Orta düzeyde şişmanlık
++

6-CHD Metabolizması
Kaslardaki glikoz

Kullanım kapasitesi­
+++

7-Lipit ve lipoprotein

Metabolizma
Yağların enerjik olarak kullanım kapasitesi ­
+++

8-Savunma Fonksiyonları
Savunma sisteminin güçlendirilmesi ­
+
Enfeksiyonlar (orta seviye)
+

9-Sindirim
Kalın barsakların aktiviteleri ­
+
Kalın barsak kanseri
+

10-Sinir sistemi
Sinir taşıma özellikleri ve yolun yapısı ­
+++



11-Zihinsel fonksiyonlar
Reaksiyon süresi­
+

++

12-Psiko-sosyal
Kendine saygı, psikolojik iyi olma­
+
Orta seviyeye azalma¯

Endişe¯

Yürüyüş, jogging, koşu, bisiklet, yüzme, kayak gibi büyük kas gruplarının hareket olayına katıldığı dayanıklılık sporları sırasında kaslar, kanın kalbe geri dönüşüne aktif olarak katkıda bulunurlar. Kendisine daha fazla kan geldiğinden ek bir yükle çalışan kalp ise her seferinde daha fazla kanı çevreye göndermek zorundadır. Buna zamanla iyice alışır ve pompa görevini daha ekonomik olarak sürdürür. Kalp kası kuvvetlendiğinden ve irileştiğinden, ayrıca iç hacmi genişlediğinden dinlenmiş durumdayken eskisine oranla daha az sayıda atım ile aynı miktardaki kanı organlara gönderebilir.

Egzersize katılanlar iskelet kaslarındaki kılcal damarların çoğunu kullanırlar. Fiziksel iş sırasında kılcal damarlar görev yapmak üzere açılır ve çalışmalar düzenli sürdürülürse gerektiğinde kanı iletmek üzere kullanıma hazır durumda kalır. Aynı şey kalp kası için de geçerlidir. Kalp kasına ne kadar çok görev verirsek kendi içinde kendisini besleyen kılcal damarlar ve bu kılcalların kaynaklandığı asıl damarlar (koroner) sürekli olarak geniş durumlarını korurlar. Ayrıca dokuda kullanılan artık ürünlerin uzaklaştırılmak üzere kana geçişi kolaylaşır. Kalbin daha iyi iş görmesi, kanı bolca pompalayabilmesi, genişleyen damarlarla dokuya bol besin gelmesi hücrelerde de değişikliklere yol açar. Daha çok enerji ortaya çıkması için yağların ve karbonhidratların yanmasını kolaylaştırmak üzere enzimlerde artış olur. Özellikle vücuttaki yağların egzersizlere katılmakla düşüş gösterdiği gözlenmiştir. Damar sertliğine yol açan ve kalp damar hastalıklarından sorumlu olan yağların egzersizlerle azaltılması mümkündür. Bu arada “iyi huylu” diyebileceğimiz ve diğer yağlı maddelere karşı savaş vererek damar sertliğini önlemeye çalışan bir madde olan HDL (yüksek yoğunluktaki lipoprotein) ise egzersizlerle arttırabilir. Organizma fiziksel yük altındayken, depolanmış yağlar bulundukları yerlerden serbestleşirler. Fiziksel aktiviteyi bitirip dinlenmeye geçtikten sonra bile yağların yanması ile enerji sağlanması saatlerce sürer. Bu zayıflamak isteyenlerin unutmaması gereken bir konudur. Ayrıca, egzersizler beyinde iştah merkezinin düzenli çalışmasını sağlayarak beslenme ve enerji harcama dengesini korur. Yaşlandıkça azalan kas kitlesi ve düşen metabolizma hızı nedeniyle daha az yememiz gerekir.

“Düzenli ve kontrollü yapılan spor hiçbir zaman tehlikeli değildir


AZALAN DEĞERLER

ARTAN DEĞERLER


Kalp krizi riskinde
Genel sağlıkta,

Kalp krizi geçirmiş kişilerin tekrardan geçirme riskinde
Düzenli, sağlıklı uykuda,

Hipertansiyon (yüksek tansiyon) riskinde,
Muhtelif enfeksiyonlara karşı vücudun direncinde,

Bayanlarda hamilelikten kaynaklanan (sırt

ağrıları, vs) rahatsızlıklarda,
Maksimal O2 tüketiminde,

Sebebi bilinmeyen veya stresten kaynaklanan baş ağrılarında azalma veya giderilmesinde,
Kemiklerin yoğunluğunda

çok sıkı bir diyet

uygulamadan kiloda,
Sıcağa ve soğuğa karşı dirençte,

Dinlenme kalp atımında,
Diyabet hastalığı var ise de kan şekerini kontrol altına almada,

Osteoarisden dolayı oluşan eklem dejenerasyonunda,
Vücut yağ kaybını fazlalaştırarak, kas kütlesinin dayanaklığında, kuvvetinde,

Kanser risklerinde (kolon, prostat, göğüs, gibi),
Kanda ve kaslardaki laktik asit birikimlerinin geç oluşmasında ve birikimin erken dağılmasında,

Bel ve sırttaki kaslardan kaynaklanan ağrılarda,
Deriye kan akışının artmasına, dolayısı ile derinin beslenmesinde,

Yağlanma riskinde,
Akciğerlerden kana O2 diffüzyonunda,

Solunum kasları güçlenirken, istirahat solunumunda,
Kan akışkanlığında,

Bayanlarda menstural semptomlarda,
Bağışıklık sistemini güçlenmesinde,

Spordan hemen sonra iştahda,
Glikoz toleransında,

Yaşlanmanın geciktirilmesinde,
Sakatlıklara karşı direncinde,

Kandaki kolesterol seviyesinde
Cinsel istek ve performansında,

LDL lipoproteinler azalır
Vücut postürünün düzgünlüğünde,


Fazla kalori kullanılmasında,

Fiziki görünümün olumlu olmasında,

Eklem elastikiyetini geliştirilmesinde,

Denge ve koordinasyonunuzu geliştirilmesinde,

Metabolizmanın daha düzenli çalışmasına, kan plazma hacminin artmasında yardımcı olur

HDL lipoproteinler yükselir.

SOSYOLOJİK VE PSİKOLOJİK YARARLAR
-İş veriminin artmasına,

-Hastalık yüzünden çalışılmayan gün sayısının azalmasına,

-Daha enerjik hissetmesi ve tembellikten uzaklaşmaya,

-Sağlam, canlı hareketli, egzersiz yapmaya hevesli bir kişi haline gelmeye,

-Öz saygının geliştirilmesine,

-Organizmayı beden ve ruhsal streslerin yıpratıcı etkisinden korumaya,

-Hayata daha mutlu bakmaya, endişelerden uzaklaşma,

-Asabi ve hiperaktif yapıyı sakinleştirmeye,

-Kendine güveninin artmasına,

-Düzenli uyku ritmine sahip olmaya,

-İnsanlarla çabuk arkadaşlık kurmaya ve paylaşma, yardımlaşma duygularını geliştirmeye yardımcı olur.




Kısaca yaşam boyu sporun temel amacı; hareketsiz bir yaşantının neden olduğu organik, psikolojik ve fiziki bozuklukları önlemek veya yavaşlatmak beden sağlığının temeli olan fizyolojik kapasiteyi yükseltmek, fiziksel uygunluğu ve sağlığı uzun yıllar muhafaza etmektir. Gelişmiş ülkelerden başlayarak egzersize olan ilginin artışındaki nedeni biyolojik, psikolojik ve sosyal bir dengeleme ihtiyacı şeklinde açıklamak mümkündür.


Konular