Spor | Konular | Kitaplar

saglık ve mutluluk için spor

Sağlık ve mutluluk için spor
Sporsuz ve hareketsiz bir yaşam tarzı kalp ve damar hastalıklarından diyabete kadar birçok hastalığa neden oluyor. Sporun ruhsal sağlığa da katkısı olduğunu belirten uzmanlar düzenli olarak spor yapan gençlerin şiddete daha az başvurduklarını söylüyor.




13 Nisan 2005 — Memorial Hastanesi Spor Hekimi Uzm. Dr. Murat Beyaz sporsuz bir yaşam tarzının yol açtığı olumsuzluklar ile sporun ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğini anlattı.




www.memorial.com.tr









Spor gençlerde şiddeti önlüyor
Modern yaşamın getirdiği kolaylıklar ile artık egzersiz yapmak için yeterli fırsatın bulunamadığını belirten Uzm. Dr. Murat Beyaz egzersizin; aktif, üretken ve kaliteli bir yaşam sağlamanın yanında insanları hastalıklardan da koruduğunu söyledi. Uzm. Dr. Beyaz şöyle devam etti:
“Özellikle 16-21 yaşları arasında yapılan spor büyük önem taşıyor. Bu sayede kişinin potansiyelinin en üst noktasına erişmesi mümkün oluyor. Unutulmaması gereken spordan maksimum verimi elde edebilmek için düzenli olarak spor yapmak gerektiğidir. Düzenli spor yaparak sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da sağlığınıza büyük katkıda bulunabilirsiniz. Amerika Birleşik Devletleri’nde 14.221 lise öğrencisi üzerinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre spor yapan gençlerin spor yapmayanlara oranla daha iyi beslendikleri, şiddete daha az başvurdukları ve insani ilişkilerinin daha iyi olduğu tespit edilmiştir.”

Sporsuz yaşam kronik hastalıklara neden oluyor
Son yıllarda ABD’de geniş halk kitleleri taranarak yapılan araştırmalar, sporsuz bir yaşam tarzının insanları kronik hastalıklar vasıtasıyla sinsice ölüme götürdüğünü ortaya koyuyor. JAMA dergisinde yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre tüm ölüm nedenleri arasında, ölüme neden olan risk faktörlerinin başında düşük kondisyon geliyor.
Sporsuz bir yaşam tarzının başta kalp damar hastalıkları olmak üzere diyabet ve bazı kanser türleri gibi ciddi rahatsızlıklara yol açtığını belirten Uzm. Dr. Murat Beyaz sözlerine şöyle devam etti:
“Günümüzde tüm ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıkları birinci sırada gelmektedir ve diğer tüm hastalıkların toplamı nispetinde bir oranı oluşturmaktadır. Kalp damar hastalıklarının oluşumunda en sık gözlenen risk faktörü açık ara ile sporsuz yaşam tarzıdır. İngiltere’de 31.000 otobüs şoförü ile biletçisi üzerinde yapılan bir araştırmada, şoförlerin sürekli oturduklarından ve trafik stresine maruz kaldıklarından ötürü iki katlı otobüste sürekli dolaşan, merdiven inip çıkan biletçilerden daha yüksek oranda kalp hastalıklarına yakalandıkları saptanmıştır. Araştırmalar egzersiz yapmayanların, yapanlara oranla 2,5 - 4 kat daha fazla oranda kalp hastalığına yakalandığını göstermiştir. Ölüm nedenleri arasında 2. sırayı alan kanserler ile hareketsiz, sporsuz yaşam tarzı arasında da bir bağlantı tespit edilmiştir. Kolon kanseri oluşum nedenleri arasında hareketsiz yaşam alışkanlığı gösterilmektedir. Hareketsiz yaşamın doğal sonucu olan şişmanlık, hormonal dengeleri bozarak bir çok kanser türünün oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Yaşamı diğer tehdit eden hastalıklardan şeker hastalığı da sporsuz yaşam tarzı ile yakından ilişkili. Bu yıl New England Journal of Medicine’da yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre sporsu, hareketsiz yaşam tarzı, şeker hastalığı oluşumuna neden olmaktadır.”

Hangi egzersiz, ne sıklıkta, hangi yoğunlukta ve ne kadar?
Uzmanlar, egzersizin hastalıklardan korunma, kondisyonun gelişimi ve kilo verilmesi gibi faydalarından yararlanılabilmesi için bilinçli yapılması gerektiğini belirtiyor. Büyük kas gruplarını kullanıldığı yürüyüş, bisiklet, jogging, koşu, yüzme, tenis gibi sportif aktivitelerin sağlık için daha faydalı bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Murat Beyaz, ispatlamış herhangi bir sağlık problemi bulunmayan bireylerin bu sporları ideal olarak her gün, ama haftada en az 3-4 gün yapması gerektiğini söyledi. Uzm. Dr. Beyaz şöyle devam etti: “Egzersizin süresi en az yarım saat, ideal olarak 45 dakika sürmesi gereklidir ve efor süresince egzersiz herhangi bir kesintiye uğramamalıdır. Örneğin tempolu yürüyüşlerde 20 dakika kadar egzersize devam ettikten sonra bir 10 dakika soluklanma veya vitrin bakma gibi verilen aralar egzersizin etkinliğini sıfıra indirmektedir. Çünkü vücudumuz egzersize başladıktan ortalama 20 dakika sonra enerji kaynağı olarak yağlar yanmaya başlar ve eğer egzersiz 30-45 dakika kesintisiz sürerse, egzersizden sonra bile 1 ila 4 saat yağlar yanmaya devam eder. Egzersiz yapılırken dikkat edilmesi gereken en kritik nokta yapılan eforun şiddeti, yani yoğunluğudur. İdeal olarak spor hekiminizin size yaptığı ergospirometrik efor testi sonucu egzersiz nabzı belirlenebilmektedir. Her birey için bu egzersiz nabzı değişmektedir ve bu limitler aşılmamalıdır. Bir hekim tavsiyesi alma imkanı yok ise eforunuzun yoğunluğu; siz egzersiz yaparken ıslık çalmanızın veya yanınızdaki ile konuşmanızın mümkün olacağı bir egzersiz şiddetinde olması gereklidir. Tabii egzersiz yoğunluğu çok hafifte olmamalıdır ve egzersiz esnasında tatlı şekilde bir ter atmanız gerekmektedir.”


Konular